Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA: Lübnan’daki Direnişe Vefa Partisi Başkanı, Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, şehit Seyyid Hasan Nasrallah’ın adının sadece bir direniş komutanını değil, “ümmetin özgürlük bilincini yeniden inşa eden bir düşünce çizgisini” temsil ettiğini söyledi. Gazze’ye verilen desteğin, Nasrallah’ın “tek bir cephe” anlayışının günümüzdeki somut yansıması olduğu ifade edildi.
Nasrallah’ın Gazze’ye verdiği desteğin kökleri, onun “Filistin davasını bölgesel değil, inançsal bir sorumluluk” olarak tanımladığı yıllara uzanıyor. Nasrallah, Mescid-i Aksa Tufanı operasyonu sonrası yaptığı ünlü konuşmada, direnişi “ümmetin iradesinin canlanışı” olarak yorumlamış ve Amerika ile İsrail’in Gazze’deki soykırımdan sorumlu olduğunu açıkça söylemişti. Bu duruş, Hizbullah’ın Gazze cephesinde fiilen savaşa dâhil olma kararının ideolojik zeminini oluşturdu.
Uzmanlara göre Nasrallah’ın mirası, Gazze’deki direniş grupları için yalnızca askeri bir strateji değil, aynı zamanda ahlaki bir motivasyon kaynağı olarak da varlığını sürdürüyor. Onun “direniş hattı bir millettir” anlayışı, Lübnan’dan Yemen’e, Irak’tan Filistin’e uzanan ortak bir kimlik bilinci oluşturdu. Bu da Gazze’de verilen mücadelenin, bölgesel bir dayanışma eksenine dönüşmesini sağladı.
Siyasi analistler, Nasrallah’ın bıraktığı bu manevi mirasın Lübnan’daki halk desteğini yeniden dirilttiğini ve Hizbullah’ın Gazze’ye verdiği desteği “ulusal onurun sınanması” olarak gördüğünü belirtiyor. Direnişe Vefa Partisi’nin bu yöndeki açıklamaları, sadece bir anma değil, aynı zamanda Nasrallah’ın düşünce mirasının yeniden canlandırılması anlamına geliyor.
Gazze’deki ateşkes sürecinin kırılgan olduğu bir dönemde, Lübnan’da yeniden yükselen bu söylem, bölgesel direniş hattının moral üstünlüğünü diri tutuyor. Çünkü Nasrallah’ın ideolojik mirası, sadece Lübnan’ın değil, ümmetin direniş felsefesinin güncel rehberi olarak görülüyor
yorumunuz